Aleksandr Puşkin
26 Aralık 2024Şiir Nedir?
25 Ocak 2025Yaşamım boyunca, istisnasız hepsi de budalaca işler yapan dar omuzlu insanlar gördüm ve çoğu türdeşlerini şaşkına çevirip ruhları türlü şekilde baştan çıkarırlardı. Eylemlerine gerekçe olarak "ün"ü gösterirler. Onları görünce herkes gibi gülmek istedim ben de; ama böylesine tuhaf bir öykünme olanaksızdı benim için. Keskin ağızlı bir bıçak aldım, dudaklarımın birleştiği yerlerde etimde yaralar açtım. Amacıma ulaştığımı sandım bir an. Kendi elimle yara açtığım bu ağıza baktım aynada! Bir yanılgıydı! İki yaradan akan kan, gerçekten başka
larının gülüşü olup olmadığını anlamama engel oluyordu aslın
da. Ama bir süre karşılaştırma yaptıktan sonra, gülüşümün in-
sanların gülüşüne benzemediğini gördüm, yani gülmüyordum
ben, gülüşüm yoktu benim. Çirkin suratlı, korkunç gözleri ka-
ranlık gözevlerine gömülmüş insanlar gördüm; kayanın sert-
liğini, dökme çeliğin katılığını, köpekbalığının kan dökücülü-
ğünü, gençliğin küstahlığını, canilerin mantıksız öfkesini, iki-
yüzlületi'n ihanetlerini, en olağanüstü oyuncuları, rahiplerin ki-
şilik gücünü ve dışardan bakınca en içe kapalı, dünyaların ve
göklerin en soğuk yaratıklarını aşıp geride bırakmışlardı; ah-
lakçılar bitkin düşmüştü, yüreklerindekini görmeye, Tanrı'nın
amansız öfkesini başlarına yağdırmaya çalışırken. Hepsini bir
arada gördüm; kimi zaman, belki de bir cehennem cini tara-
fından kışkırtılmış, dondurucu bir sessizlikte gözlerine hem
yakıcı hem kinli bir pişmanlık acısı sıvanmış durumda, annesine
daha şimdiden başkaldıran bir çocuk benzeri en sıkı yumruk-
larını havaya kaldırdıklarını, bağırlarının gizlediği o alabildiğine
adaletsiz ve dehşet yüklü, tutkulu ve düşman düşüncelerini or-
taya çıkarma yürekliliğini gösteremediklerini ve bağışlayıcı Tan-
rı'yı merhametten kederlendirdiklerini gördüm; kimi zaman,
günün her anında, yediden yetmişe insanlara, soluk alan her
şeye, kendilerine ve Tanrı'ya karşı mantıksız ve akıl almaz la-
netler yağdırırlarken, kadınları ve çocukları kötü yola düşürür
lerken, vücudun edep yerlerini kirletirlerken gördüm onları. O
zaman, sularını yükseltir deniz, tekneleri dipsiz derinliklerinde
yutar; kasırgalar ve depremler yerle bir ederdi evleri; veba, tür-
lü türlü hastalıklar kırıp geçirirdi yakaran ailelerini. Ama insan-
lar anlamaz bunları. Yeryüzündeki davranışları yüzünden utançtan kızarırken, sararırken de gördüm onları; ama pek ender. Kasırgaların kız kardeşi fırtınalar; güzelliğini kabul etmediğim mavi gökkubbe; yüreğimin imgesi ikiyüzlü deniz; bağrı gizemli dünya; öteki gezegenlerin halkları; bütün evren; onu cömertçe
yaratan Tanrı, sana yakarıyorum: İyi bir insan göster bana!..
Lütfün on katına çıkarsın doğal güçlerimi; çünkü bu canavarı
görünce şaşkınlıktan ölebilirim: Daha azı için bile ölünebilir.